11 Ağustos 2009 Salı

Rakı kadehiyle ne zaman tanıştığını anımsamaya çalıştı. On beş yaşındaydı. Babası karşısına almış

" oğlumla kadeh tokuşturmanın zamanı geldide geçiyor hanım " demişti. İlk ozaman tanıdı rakı, beyaz peynir, kavun ile donanmış çilingir sofralarını.

" Bıktım artık senin içkinden ! Bırakıp gideceğim göreceksin gününü " .Kadının sesi sabahın sessizliğinde çınlıyordu. Kocası yıllardır sabah içmeye başlıyor akşama doğru sızıyor. Sonra ayılınca yine başlıyordu .

Adam kendini dışarı attı. Hava kararmaya başlamıştı. Sahilden yürüyüp açılmak istedi. "İçkiden çok bu kadının dırdırı beni sarhoş ediyor " diye düşündü.

Banka oturdu. Yanında oturan kadını oturduktan sonra farketmişti. " özür dilerim, sormadan oturdum " " önemli değil " dedi kadın gülümseyerek. Saçları rüzgardan yüzüne gelmişti. Yüzünü tam seçemiyordu adam. Beyaz şalını düzeltti kadın.Sohbet etmeye başladılar. Sanki çok eski arkadaşlarmış gibi saatlerce konuştular. Adam kadının yüzünü görememişti hala. Sesini duyabiliyordu sadece. Cıvıl cıvıl, kendini sorgulamayan bir kadın sesi duymayalı yıllar olmuştu.

Gün karanlığa bürünmüştü. Adam kadını evine bırakmak istedi. Kadın kibarca reddetti.

Adam evine geldiğinde, kendini çok huzurlu hissediyordu. Ertesi gün aynı saatte aynı bankta oturmaya başladı. Kadın yine geldi. Sohbetleri devam etti. Adam tüm sorunlarını anlatıyordu. Alkolik olduğunu, karısıyla olan sorunlarını. Kadın ona ilginç bir teklif yaptı. "sadece buluştuğumuzda bir kadeh içmeye ne dersin " dedi aniden. Adam da aynı hızla cevap verdi "evet olabilir ". Ertesi gün buluşuncaya dek içki içmeyeceğine söz verdi. Adam gece içmedi, sabah içmedi. Karısı durumu anlayamıyordu. Ama sormayada çekiniyordu.

Ertesi gün restaurantda buluştular. " Bir kadeh içebilirsin " dedi kadın. Adam kabul etti.

Bu içki içme seansları bir ay sürdü Adam kadınla buluşması dışında hiç içmiyordu. Eşi bu duruma daha fazla dayanamadı. " İçkiyimi bıraktın sen " dedi sanki suçlayan bir ses tonuyla. Adam cevap vermedi. Aylar geçti. Kadın " yarın akşam bana gelirmisin " dedi. " tamam "dedi . Buluştular ertesi akşam. Kadının evine gittiler. Bir kadeh içti. Saatlerce sohbet ettiler. Adam evine döndü. Üç ay boyunca her gün aynı saatte kadının evine gidiyor bir kadeh içkisini içiyor ve evine dönüyordu. Ve asla bir daha içmiyordu. Sonra bir gün buluşacakları gün kadın aynı banka geldi . Bu gece gelme. Misafirim var dedi. Adam hüzünlendi.Garip bir hüzündü bu, içki içemeyeceği için değil de kadını göremeyeceği için olduğunu anlayınca şaşırdı. Bir hafta boyunca her gün aynı bank ' a gitti .Ama kadın gelmiyordu. Adam hiç içmiyordu. Karısı çok mutluydu.

Her sabah kalktığında karşısında o yüzünü bile tam göremediği kadınla buluşacağını düşünerek içmiyordu. Aradan iki yıl geçmişti. İçki yoktu hayatında. Sadece adını, yüzünü tam olarak bilemediği kadın vardı usunda. Evine uğradı birkaç kez kapıyı çaldı açan olmadı. Sonra bir gün karşı komşusunun kapısını çaldı. Kadını tarif etti. Komşu şaşkınlıkla " bu ev on yıldır boş. bir çift yaşardı. Adam hep içki içerdi.ve bir gün kavga ederlerken karısını bıçaklayarak öldürdü " dedi. "komşu kadının siz nerden tanıyorsunuz, neden arıyorsunuz " sorularına aldırış etmeden merdivenlerden hızla indi. Buluştukları bank'a gitti. Park duruyordu. Ama parkta hiç bank olmadığını gördü.

Evine doğru ilerlerken yüzünü , adını hatırlamadığı beyaz şallı kadını düşündü. İmgeleyemedi usunda. Kapıyı açtı. Eve girdiğinde eşi evlenme yıldönümlerini kutlamak için masayı hazırlamıştı!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder